Rashad Khalifa hayatta olsaydı ona bir mektup yollamayı çok isterdim. Keşke şu an hayatta olsaydı. Kendisini tanımıyorum ancak, Reşad’ın 19 ile ortaya attığı Tevbe: 128 ve 129’un Kuran ayetleri olmadığına dair iddiasını, iddia ettiği 19 ile tartışmak isterdim. El-Mesani İkili sayısal sistem ile 9:128, 129 için ortaya çıkan delillere karşı eminim Reşad kendi takipçilerinden daha anlayışlı ve daha objektif bir gözle bakacaktı… Aşağıda bu iki ayetin Kuran’daki 19’lu birkaç sayısal kilitlenmelerini ve Kuran’daki yerleşiminde bir benzeri olmayan taklidi imkansız iki delili biraz ironi tarzında sundum. Bu deliller, rivayet ve benzeri kitaplardan derlenenin aksine, Kuran’ın içindeki matematiksel kilitlenmeyi gösteren birkaç delil. Bu yazı umulur ki kritik düşünenlere, Kuran’ın sayısal sistemini incelerken objektif bir bilgiyle/bilinçle ve daha dikkatlice analiz etme düşünce ve çabasını oluşturur.
REŞAD’A MEKTUP
9:128 ve 129 ayetlerini matematikle ve Kuran mesajı ile çeliştiğini iddia ederek reddetmeye çalışmışın Reşad amca. Sırf bu iki ayetin hem matematiğine, hem anlamına detaylıca bakılırsa, birçok şeyi açığa çıkaran bilgiler barındırdığını görebilir, anlayabiliriz. Ne ilginçtir ki bu ayetlerde sayısal ve anlamsal ilişkiyi ortaya çıkaran önemli bir kelime yer alır. 129’daki bu kelimemiz “HASBİYE”, cümlemiz, “Fe in tewellew, fe qul hasbiyellah”. Bu kelimenin kök harfleri Ha-Se-Be fiilidir ve hesaplamak, yeterli saymak anlamlarına gelir; bilirsin (24:39, 55:10, 65:3, 69:20, 69:26).
9:129’daki ile birlikte Kuran’da toplam 109 defa geçen bu kelimeye, birbirinden farklı üç anlam yüklenerek “hesap/yeterlilik/zannetmek!” denilmiş. Geleneksel tefsirciler ve modern takipçileri “hasbiye” kalıbını muteradif bir kelime olarak algılamış ve öyle meallendirmişler.
Kuran’ın vahyedildiği zamanda harekeleme sisteminin olmadığını ikimiz de biliyoruz. Bu durumu göz önünde bulundurursak, 9:129’daki “hasbiye” kelimesinin Y harfini rubai (dörtlü harf terkibi) formunda, mensub bir kelime olarak “hisabiye” şeklinde okuyabiliriz. O vakit ayetin tercümesi şöyle olur:
9:129 “Eğer yüz çevirirlerse de ki: ALLAH’IN YETERLİ HESABIDIR, (matematiğidir). O’ndan başka ilah yoktur. O, büyük yönetimin Rabbidir.” veya,
9:129 “Eğer yüz çevirirlerse de ki: HESAP ALLAH’INDIR… “
Ayette sanki ortada yanlış hesaplanan bir yönteme, hemen peşinden bir uyarı geliyormuş havası var; eğer surenin bütünlüğü açısından bu ayetlerden yüz çevirilirse -ki 127. ayette bundan bahsedilmiş- 9:129 ayetinde Allah’ın hesabının yeterli bir hesap olduğu anlatımı göze çarpar. “Yüz çevirirlerse deki “Hesab Allah’ındır.” Zaten Allah, “seri-ül hisab” olduğunu ve “…hesap ise bize düşer” diyerek matematikçi olduğunu bildirmemiş miydi? 13:40, 13:41
Eğer hasbiye kelimesinin Y harfini 1. tekil şahıs zamiri şeklinde anlarsak, bu kez anlam şöyle olur:
9:129 “Eğer yüz çevirirlerse de ki: ALLAH’IN HESABI BANA YETER…”
Yine ne ilginçtir, 1 adet “Allah” kelimesini barındırdığı için 19’a uymuyor gerekçesiyle reddedilen 129’da, sırf “hisabiye” kelimesinin geçtiği cümlede bile 19 iddiasına paralel 19’lu mesajlar verdiğini görürüz. Örneğin; “129” ayetin başındaki bu cümlede reddedilen “ALLAH” kelimesine kadarki harfler tam 19 tanedir.
9:129’un ilk 5 kelimesini oluşturur: 9 129 5 = 19x…
Bu 5 kelimenin sayısal değerleri de 19’un tam katıdır: 1 131 2 443 3 210 4 80 5 66 = 19 x…
Ayrıca, son ayette “Allah” ismi geçtiği için 19 ile reddettiğin “ALLAH” kelimesi, bu iki ayetin 19. kelimesidir. Bunu saymadığından eminim. Bir kere sen gözünü bu iki ayete peşinen kapamışın.
Diyelim ki tüm bunlar birer rastlantı. O halde eklemeci sandığın kişiler(!), içinde “Allah” isminin geçtiği bu ayeti kasıtlı olarak mı Tevbe’nin sonuna yerleştirdiler? Çünkü; 129. ayette geçen Allah ismi, içinde Allah isminin geçtiği Kuran’ın 798. (19x…) ayetidir.
Hadi buna da rastlantı diyelim. Peki, kasıtlı olarak mı bu iki ayetin harflerini derlediler? Çünkü 19 ile reddettiğin Tevbe 128 ve 129’un harfleri de tam 114 (19x…) tanedir. İnanmıyorsan say.
İçinde Allah isminin de geçtiği bu iki ayeti Tevbe suresinin sonuna iliştirmeleri, bu eklemecilerin 19’u bildiklerini mi gösteriyor acaba? Bu kadar da tesadüf olur mu? Çünkü sure ve ayet numaraları toplamı da 9 + 128 + 129 = 266 (19x..) katıdır.
Bunlar ilk bakışta buzdağının görünen birkaç profili. Şimdi sana 9:128 ve 129’un Kuran’daki sintigrafisini görüntüleyen çok kritik bazı 19’lu kilitlenmelerinin makromatik malumatlarını vereceğim. Dikkat et! Aşağıda sunacağım bu kilitlenmelerin bir benzerini sağlayan Kuran’ın bir başka iki ayeti yok.
Kuran’da 128 ve 129 Ayetlerinin Bir Benzeri Yok -1-
Eklemeciler: “Bu iki ayeti öyle bir yere eklemeliyiz ki, eklenen yerde Kuran’da ender tekrarlanan “KURAN” kelimesinin geçtiği ayete olan uzaklığı tam 19 ayet olmalı” diye düşünmüş olmalılar… Bu kriteri sağlayan hiçbir sure bulamamışlar ki, ancak bunu Tevbe suresi sağladığından oraya sıkıştırıvermişler anlaşılan. Çünkü Tevbe suresinde sadece 1 adet “Kuran” kelimesi 111. ayette bulunur. “Kuran” kelimesinin geçtiği 111. ayetten 129. ayete kadar tam 19 ayet olması enteresan değil mi? Tevbe suresindeki son 19 ayetin sure ve ayet numaraları toplamı da 2451 = 19 x 129 dur. Bu durum Kuran genelinde taklidi imkansız ve benzeri olmayan bir kilit oluşturur. Bir örnekle açıklayayım:
Eklemeci sandığın kişiler bu kadarını düşünemezler herhalde. Mesela bu iki ayeti Bakara’nın sonuna eklediklerini düşün. Sure numaraları ile birlikte son 19 ayetinin numaralarını topla; 19’un katı çıkar. Bu durum 17 ayetten fazla olan her surede aynı olacaktır. Çünkü matematiksel bir özellik olarak ardışık her 19 adet sayının toplamı her zaman 19’un katını verir. Ancak işlem sonucunda 19’un katsayısı aynı surenin ayet sayısına eşit olmaz. İşte Tevbe suresindeki bu durum matematiksel bir özellik değildir ve Kuran’da 129 ayetli Tevbe suresi hariç, Kuran’ın hiçbir suresi bu kriteri sağlamıyor. Tevbe suresinin son 19 ayeti, sure numaralarıyla birlikteki toplamı 19 x 129’dur. Hem de sondan 19. ayette “Kuran” kelimesi geçerek sözel bir mesaj da sunar. Bu nedenle Tevbe suresinin 129 ayetli olması aslında çok bilinçli bir tasarımın sonucudur. İki ayet eklendiğinde ve/veya eklenmediğinde diğer 113 surenin hiçbiri Tevbe suresinin bu 19’lu kilidini taklit edemez.
Kuran’da 128 ve 129 Ayetlerinin Bir Benzeri Yok -2-
Şimdi, aşağıda belirttiğim matematiksel yerleşimin aynısını taklit edebilirsen artık sana inanacağım. Aksi takdirde 129 ayetli Tevbe suresine benzer 19 yapısına uygun bir sure getiremezsen – ki getiremeyeceksin – çünkü yukarıdaki maddede olduğu gibi matematiksel olarak mümkün değil, öyleyse…?
Öyleyse bu 128 ve 129 sayılarında Kuran açısından bir gizem var diye düşünmekten kendimi alamam. Taklidi imkansız 2. yerleşim şöyle:
Bu iki ayeti Kuran’a sıkıştıranlar şöyle hesap etmiş olmalılar herhalde. “Eğer biz bu iki ayeti Tevbe’nin kuyruğuna yerleştirmesek ileride rakamla belirtilecek ayet numaralarına bakılacağı için, tüm Kuran boyunca 128 ve 129 ile rakamlanmış 19 ayetin farkına varamayacaklar. Eğer bu iki ayeti Tevbe’nin dışındaki diğer herhangi başka bir surenin ardına kuyruklasak, bu 19 tutmayacak” diye düşünmüş olmalılar! Ne de olsa 19’u biliyordular ya..!
Kuran’ın 6236 numaralı ayetinin içerisinde 128 ve 129 ile rakamlanmış tam 19 ayet mevcut ve bu iki ayet dışında, eklendiğinde Kuran boyunca rakamları arka arkaya gelerek 19 defa tekrar edecek Kuran’ın başka 2 ayeti yoktur. İnsanların hepsi bir araya gelse ve birbirleriyle yardımlaşsalar dahi, Tevbe Suresi dışında Kuran’ın diğer 113 suresine herhangi iki cümleyi ayet diye eklemeye kalksalar, Kuran’da aynı ayet numaralarına sahip 19 ayet elde edemezler. Allah Allah… Bu nasıl olur da 114 sureden sadece 1 tek sure bu kriteri sağlıyor? O da Tevbe suresinin SONU…
Yukarıdaki 1. maddedeki kritere ve buradaki belirtmiş olduğum bu basit gibi görünen 128 ve 129’un yerleşkesindeki 19’lu kilitlenmeyi gerçekleştirmek için, Kuran’a extra iki ayet ekleyerek aynısını taklit edebilirim dersen, hodri meydan. Üstelik tüm matematikfesörleri de yardıma çağır. Bu arada eklenecek iki ayetin sure ve ayet no toplamı da 19’un katı çıkmalı, unutma.
Bunun matematiksel olarak mümkün olmaması çok enteresan değil mi? Vay be! Eklemeciler şipşak nasıl da kompüter ile hesaplayıp 19’un bileşke yerini keşfedebilmişler!.. Üstelik bir detayı daha hesaplayarak 19’lu bir kanca daha atmışlar. O da şu: Kuran’da 128 ve 129 ile rakamlanmış bu 19 ayetin geçtiği surelerin toplam ayet sayısını da 1843’e (19x…) tamamlayarak turnayı gözünden vurmuşlar. Mübarekler sanki birer hacker!
Görünen o ki, bu iki ayet kendi başına diğer Kuran ayetlerinin gücüne eşit.
Eklemeciler Hacker mi?
Heklemeciler çok ince bir imza daha atmışlar bu 19 ayete. Hani QURAN kelimesinin baş harfi QAF ile başlıyor ya, hani sen Qaf, Quran için diyordun -ki öyle; İşte, Kuran’daki 128 ve 129 rakamları ile numaralanmış bu 19 ayetin içine tamıtamına 19 tane QAF harfini yerleştirip Kuran’ı hack’lemişler. Aha Kuran önünde, say istersen. Ancak, 9:128 ve 129’da birer defa geçen Qaf harflerini sayarsan 19 adete ulaşırsın tabii… Ha bir de bu heklemeciler bir detayın detayını daha uygulamışlar. “QURAN” formunun geçtiği ayetlerde ise tam 129 adet “QAF” harfini çaktırmadan sıkıştırıvermişler…
Hani Kuran kendisine “fussilet”, yani ayetleri detaylanmış bir kitap diyordu ya… İşte bizim hekçiler bu kelimenin hakkını vermek için, 9. surenin simetrisine denk gelecek olan bir surenin ayetlerini de düşünmüş olmalılar ki, ayet sayısı 4 olan Kureyş suresini sondan 9. sure olduğunu görünce, bu iki ayeti 9. surenin sonundaki yerleşkeye bırakıvererek 9. surenin simetrisini 19’a kilitlemişler. Yok artık! Bu da mı 19’un katı yoksa? Bi bakalım:
Baştan 9. surenin ayet sayısı 129 / Sondan 9. surenin ayet sayısı 4
Simetrik ayet toplamı: 129 + 4 = 133 (19x…)
Eklemecilerin Karekök Bilme(me)cesi!
Şu Kuran’a hekleme yaptığını iddia ettiğin zatlar birer matematik uzmanı mı? Adamlar karekök metodunu da biliyormuş meğer. 114 sureden sadece 1, 4, 9, 16, 25, 36, 49, 64, 81 ve 100. sure numaralarının karekökü olduğunu bildikleri için(!), iki ayeti bu kareköklü surelerden birine öyle bir eklemeliydiler ki, karekökü olan surelerin ayet sayıları toplamını da 19’a denk getirmeli diye inceden inceye düşünmüşler. Tüm bu 19’lu kilitlenmeleri gerçekleştirmek için bolca kağıt gibi basit malzemeleri de yoktu. Hatta o eklemeciler zamanında henüz rakamlar da icat edilmemişti. Ya adamların işi gücü yok; sabah kalk say, akşam kalk say. Sırf bu iki ayeti 19’lu kilitlenmelere denk getirebilmek için epeyce uğraşmışlar anlaşılan. Nitekim öyle de yapmışlar! Sure numaraları kareköke dönüşebilen surelerin ayet sayılarına Tevbe suresinin de dahil olduğu malum iki ayeti ekleyerek toplam ayet sayısını 684’e (19x…) denk getirdiler. Bir de karekök ile ilgili en ufak bir bilgiyi rivayet, tarih, siyer, hadis gibi kitaplarına da koymadılar. “Biz neymişiz be abii?” diye ego tatmini de yapmamışlar.
Sayende bu iki ayetin Kuran’a ekleme olduğunu 19 ile öğrendik (!). Hani, Tevbe suresindeki 128 ve 129’un 19’a hiç uymadığını söylüyordun ya. O bakımdan. Oysa bu iki ayet her yönden 19 ile yoğun bir şekilde kuşatılmış…
Bu iki ayetin Kuran’a yerleşmesini sağlayan arkadaş, Ebu KHuzeymeh değil miydi? Kendisine “İki şahit makamındaki zat” anlamında “ziş-şehadeteyn” diye bir künyeyi de uydurarak isminin başına geçirdiler de adı “ZİŞ-ŞEHADETEYN EBU KHUZEYMEH” olarak anılmasını sağladılar ve böylece bu iki ayeti bize yutturdular demek. Neden öyle bir şey yapsınlardı ki? Çünkü bu isim/künye tam 19 harftir de ondan. Hani ilerde şüpheyle bakılmamasını düşündüklerinden olsa gerek ki bu detayı da düşünmüşler, Belki de gaybı biliyordular ha…?
Bundan yaklaşık 800 yıl önce yaşamış olan İmam Ahmed Bin Ali El Buni (ölümü H. 622), Risalet- ül Şuhud, Fazail- ül Besmele, Esrar-ı Bismillah we Fatihat-ül Kitab gibi 40 yazılı eser bırakmış bir kişi. Kitaplarından biri “Esrar-ül huruf wel Kelimat” adlı eseridir. Bu eserlere tarih gözüyle de bakılabilir. Örneğin; kitaplarının birinde şu paragraf çok dikkat çekicidir:
“Bazı GERÇEKÇİLER bu harfler hakkında (mukattaa harflerini kastediyor) şöyle konuşmuşlardır: Hak Teala bu heceli harfleri Kuran-ı Kerim’i bir fazlalıktan veya noksanlıktan korumak için kitabına yerleştirmiştir. Hak Teala şu ayeti ile…(15:9)” diye devam eder. Yani adamlar bundan en az 8 yy önce bile bu gerçeği bildirmişler ve hiç birisi resullük iddiasında da bulunmamış.
Sana önerim, Arapça metinden tane tane kelimeleri tahlil ederek. Allah’ın sayısal sistemini belirten 15:87’yi, zihnindeki kıyamet saatini de bir kenara bırakarak yeniden kontrol et. O ayette bir sayısal MİZAN, bir hayat var. Sakın o ayeti bir Yahudi zihniyeti olan tarih bulma usulü olarak algılama. Yoksa samimiyetinden şüphelenirim. Hani, hem rivayet kitaplarına karşı olman (okey), hem de o rivayet kaynaklı kitaplarda yazıldığı üzere Yahudilerin yaptığı bir hesaplama şekli olan mukattaa harflerinden tarih bulma safsatasını kabul etmen büyük çelişki değil mi? Rivayete göre Yahudiler A-L-M için 71 yıl hesaplamışlar peygamberlik süresini… Peygamber de bu harflerden daha çok var demiş. Sen de bu rivayeti yuttun ve inandın. Hadis kitaplarında anlatıldığı gibi Yahudilerin yaptığı aynı tarih bulma metodunu kullanarak: “Olsa olsa 15:87 deki ayette geçen İKİLİDEN biri olan 7’nin mukattaa harflerini kastediyordur” diye yorumlayarak kıyamet saatini hesapladın! Kaldı ki o ayetin harflerle ilgili yakından uzaktan hiçbir iması bile yokken…
Var bu işin içinde bir iş Reşad amca. 15:87 de sayısal sistemin temel denge parçası olan 7 sayısının bariz olarak verildiğini bildirmesine rağmen, ilminin tam olarak kavranılamadığı ve yorumu henüz gelmemiş bir şey mi yalanlandı (10:39). Oysa, 15:87’de Allah, “El- Mesani” hisabiyesini, birlikte tekrarlanan iki sayı olarak belirlemişken, sen kalk o 7’yi kıyamet saati diye yorumla…
Ne bilirsin belki de o saat pek yakındır? Eğer sırf 42:17 ayetini bile tam idrak edebilseydin, 19’una uymayan problemlerinin, Allah’ın Kuran’da beyan ettiği 7 ve 19’lu mizani sistem HİSABİYESİNDE nasıl çözüme kavuştuğunu görecektin. 15:87 ile 42:17 ayetleri aynı şeyi bildiriyor. Her iki ayette de Kuran ile birlikte başka bir şeyin daha verildiğini/indirildiğini ısrarla haber verir. Birinde “EL- MESANİ ve el-Kuran”, diğerinde “el-kitap ve EL-MİZAN”.
Bu deliller Kuran’dan olduğu için, bu iki ayetin gerçek olduğunu El- Mesani’nin mizanıyla (7-19’lu denge ile) bakarak hemen kavrayacağından eminim. Yukarıda 9:128 ve 129 ile ilgili verdiğim 19’lu saptamaların tümü aynı anda 7 ile de kilitli bulunmaktadır. Arayan göz, onu görür. 69:38, 69:39,
İmran Akdemir (Ocak 2012)